Üzeyir Lokman ÇAYCI :  GURBET ÇİÇEKLERİ
15 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : GURBET ÇİÇEKLERİ

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
15 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

diyordu içinden, ağlarken... babasının iri elleri altında vegürlemeleri karşısında yardım bekleyen, annesine beni kurtar dercesine küçük Ali’nin bakışları, unutulacak gibi değildi... Ayşe bütün hayatını etkileyecek bu anı asla unutamayacaktı... Aradan üçsaatgeçmişti... Kapılarının önünden seslergeliyordu. Sonra kapılarının zili çalındı. Komşuları Dursun beyve Hilal hanım küçük çocukları Ferhat ile ziyaretlerine gelmişlerdi. - Recepefendi misafir kabul eder misiniz? Ayşeçok sevindi. Zihninden “çocuğum şimdi kurtulacak...” diyordu... Veyürekten : - Buyurun...buyurun ! dedi. Komşularının altı yaşlarındakiçocukları Ferhatannesine sessizce : - Anne...Ben Ali ile oynamak istiyorum... - SahiAli nerede bizimçocuk, onunla oynamak istiyor... Recepefendi ve Ayşe önce birbirlerine bakıştılar... Sonra Ayşe dayanamadı : - Bizçocuğumuzu, uyurken evde bırakarak Carrefour’a gitmiştik... Orada iken uyanmış... Bizi bulamayınca mutfaktan büyük bir bıçak alarak rastgele üzerinizdeki oturduğunuzyeni deri koltuklarıparçalamış... Kocam her gördüğünde sinirlenmesin diye ben biraz evvel, üzerlerine battaniye örttüm... - HilalHanım: - Sonrane oldu? - Bey’imçok sinirlendi... Ayşegözyaşlarını tutamayarak... - Önceiyice dövdü... sonra... ..... - Sonraellerini bağlayarak banyo küvetinin içine attı. Dursun Bey: - Nezaman oldu? Recepefendi : - İkiüçsaat oldu... Hilal Hanım : - Yaniüçsaattir küçük Ali, banyoda demek... Sizde hiç insaf yok mu?

Informations

Publié par
Publié le 26 août 2016
Nombre de lectures 285
Langue Turkish
Poids de l'ouvrage 1 Mo

Extrait

diyordu içinden, ağlarken... babasının iri elleri altında vegürlemeleri karşısında yardım bekleyen, annesine beni kurtar dercesine küçük Ali’nin bakışları, unutulacak gibi değildi... Ayşe bütün hayatını etkileyecek bu anı asla unutamayacaktı... Aradan üçsaatgeçmişti... Kapılarının önünden seslergeliyordu. Sonra kapılarının zili çalındı. Komşuları Dursun bey ve Hilal hanım küçük çocukları Ferhat ile ziyaretlerine gelmişlerdi. - Recepefendi misafir kabul eder misiniz? Aeçok sevindi. Zihninden “çocuğum şimdi kurtulacak...” diyordu... Veyürekten : - Buyurun...buyurun ! dedi. Komşularının altı yaşlarındakiçocukları Ferhat annesine sessizce : - Anne... Ben Ali ile oynamak istiyorum... - Sahi Ali nerede bizimçocuk, onunla oynamak istiyor... Recepefendi ve Ae önce birbirlerine bakıştılar... Sonra Ae dayanamadı : - Bizçocuğumuzu, uyurken evde bırakarak Carrefour’a gitmiştik... Orada iken uyanmış... Bizi bulamayınca mutfaktan büyük bir bıçak alarak rastgele üzerinizdeki oturduğunuzyeni deri koltuklarıparçalamış... Kocam her gördüğünde sinirlenmesin diye ben biraz evvel, üzerlerine battaniye örttüm... - Hilal Hanım: - Sonra ne oldu? - Bey’imçok sinirlendi... Aegözyaşlarını tutamayarak... - Önce iyice dövdü... sonra...  ..... - Sonra ellerini bağlayarak banyo küvetinin içine attı. Dursun Bey: - Ne zaman oldu? Recepefendi : - İki üçsaat oldu... Hilal Hanım : - Yani üçsaattir küçük Ali, banyoda demek... Sizde hiç insaf yok mu? Hilal hanım ve Dursun Bey yerlerinden fırlayarak banyoya koştular. Hilal Hanım : - Bir de üstelik küçük, minicik yavrunun üzerine kapıyı kilitlemişsiniz... Bu olacak iş değil... Yazıklar olsun size... Hilal hanım, Recepefendiye dönerek... - Sonra hanımına baskıyapayapa bu duruma şürdün...Çocuğunun bu hali karşısında korkudan hissiz kalacak kadar...Sen ne biçim adamsın be!... Dursun Beyhanımına eliyle dokunarak sessizce: - Fazla ileri gittin... Ağır konuşma... Zaten adamların başı dertte...
¤ Gurbet Çiçekleri nerede yer aldı? ° ÇORUMLU 2000 DERGİSİ (Türkiye) ° GÖNÜLDEN GÖNÜLE DERGİSİ Ocak 2002 - N° 18, Sayfa: 13 (Yunanistan) ° Doğu Edebiyatı: Kültür, sanat ve edebiyat dergisi, Yıl 1, Sayı 2, Sonbahar - Kış 2007 ° İZOL HABER AJANSI, 5 Mayıs 2011 ¤ Ne Dediler?
¤ Cumartesi, 23.03.2002 21h06 Konu : GURBET ÇİÇEKLERİ
Üzeyir Bey Merhaba, Umarım iyisinizdir. 18. sayımızı size biraz gecikmeli olarak göndermiştik. Umarım elinize geçmiştir. Veya bir iki güne kadar elinizde olacağını tahmin ediyorum. Sizin gönderdiğiniz "gurbet çiçekleri" başlıklı öykü ile 2 şiiriniz bu sayımızda dergimizde yayımlandı ve okurlarla buluştu. Özellikle "gurbet çiçekleri" başlıklı öykünüzle ilgili okurlarımızdan bir çok e-mail aldık. Ve öyküyü okurken gözyaşlarına hâkim olamadıklarından ve çok etkilendiklerinden bahsediyorlar genel anlamda. Şunu itiraf etmeliyim ki, ben de öykünüzü daha okurken gö yaşlarımı koyuverdim. Ve bir kez daha sevgi kavramı ve etrafımızdaki insanlarla bence çok kutsal olan ilişkilerimizin ne kadar önemli olduğunu anladım. Sevdiklerimizi daha hayatta iken veya daha fazla geç olmadan değerlerini bilmemiz gerektiğini, belki de bir kez daha keşfettik. Çok teşekkürler... Çalışmalarınızda başarılar, iyi günler... Hasan Hacı Gönülden Gönüle Dergisi Yunanistan
¤
¤ Cuma, 18.O1.2002 17h43 ÖYKÜNÜZÜ ÇOK BEĞENDIM
Merhaba Üzeyir bey Dün aksam Gurbet Çiçekleri adli öykünüzü büyük bir dikkatle okudum ve çok duygulandım. Üstelik yaşanmış bir aile dramından esinlenerek yazdığınızı düşündükçe, insanı daha da derin duygulara körüklüyor şüphesiz. GURBET ne kadar acı bir şey, aslında bu ibret verici öykünüzü okurken, "demek ki beterin beteri de varmış" savını doğrularcasına düşünmeye başladım. Yanımda bir de oğlum vardı, kendisi iki yaşında, ismi Batuhan. Öyküde, Ayşe Hanım oğlunu çok seviyor, ama esi Recep bey, sinirli bir kişiliğe sahip olduğu için kendi oğluna vahşice davranmasını gerçekten kınıyor ve garip buluyorum. Ben de evlat sahibiyim ve inanın öyküyü hem okuyor hem de Batuhan'a yaşlı gözlerle bakıyordum.1995 senesinde yazıldığına göre güncelliğini hala taşıyan, her aileye ibret veren bir öyküdür. Sizi kutlarım. Yüksek izninize sığınarak ben GURBET ÇIÇEKLERİ adlı bu öykünüzü Yeni Dönem adlı gazetemizde de basılmasını isterdim, bir mahsuru yoksa tabii ki, bu konuda cevabinizi bekliyorum. Tekrar teşekkür ederim, eserlerinizi bizimle paylaştığınız için, hep var olun. Görüşmek üzere, sevgi ve sağlıcakla kalın.
Özden Beyoğlu Kosova Radyosu
¤ ¤ Perşembe, 17.01.2002 14h42 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Merhaba Üzeyir bey, Ben de neredeyse şu sıralarda size yazmak üzere idim. Tesadüfe bakın. Yolladığınız yazıyı henüz okumadım ama beğeneceğimden en ufak bir şüphem yok. İzniniz olursa ANAFİLYA'da yayınlamak da isterim. Başka bir yerde daha önce yayınlanmışsa bildirirseniz sevinirim. Yazı altına eklerim. Siz çok tanınan bir kişisiniz ama Anafilya okurları için bir resminizi ve bir iki paragrafta özyaşamınızı da iletebilir misiniz? Sevgi, teşekkürler ve saygılarımla.
Dr. Halit Umar ¤
¤ Cuma, 25.01.2002 22h14 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Üzeyir bey, Merhaba. Öykünüzü Genç Atak Dergisinin Mart 2002 sayısında yayınlamak istiyoruz, sizce bir mahsuru var mı? Yapmak istediğiniz düzeltme veya ekleme çıkarma olursa, lütfen adresime yazınız. Tabii izin verip vermediğinizi de o adrese yazarsanız sevinirim. Saygı, sevgi ve ışıkla...
İlker Balkan Genç Atak Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ¤
¤ Salı, 26.03.2002 21h20 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Merhaba Üzeyir Bey Öncelikle göndermiş olduğunuz iyi dilekleriniz için size teşekkür ederim. Göndermiş olduğunuz öykü ve şiir çalışmalarını okudum. Son derece güzel ve düşündürücü. Aynı zaman da duygu yüklü. Çalışmalarınız da size başarılar diler ayrıca daha başka ödüller almanızı dilerim. Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle hoşça kalın.
Ayşe Sibel ¤ ¤ Le jeudi 24 janvier 2002 à 13h52 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Merhaba... Ne güzel Üzeyir Bey öykünüz çok hoş tepkiler almış ve çok güzel yerlerde yayınlanmış... Bir şeyi merak ediyorum bunlar ne ara oldu... Ben sizden bu öyküyü istedikten sonra mi, yoksa daha önceden mi... Hadi bakalım her şey çok güzele gidiyor... Tekrar görüşmek üzere... Selam ve sevgiler...
Feray ULAK TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu ¤ ¤ 18.01.2002 11:37 Konu: Gurbet Çiçekleri
Sevgili Üzeyir Çok sevindim mailini alınca. Teşekkürler. Yazın cok içten çok duygusal olmuş. İstediğin zaman bana yazabilirsin. Paylaşabiliriz. Sevgiler
Mediha ÇELİKBİLEK ¤
¤ Le lundi 18 mars 2002 à 11h07 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Saygıdeğer Üzeyir Lokman ÇAYCI "Gurbet Çiçekleri" isimli öykünüzü okudum. Bir yaşamın soluşunu ve paramparça oluşunu anlattığınız bu öykünün önünde tüylerim ürperdi. Toplumcu gerçekçi kimliğe bürünüp, insanlarımıza ve insanlık onuruna, öykü anlatımını ve diyalogları ustaca kullanarak böylesine güzel bir öykü sunduğunuz için minnettarız. İçten saygılarımla.
Zafer YALÇINPINAR ¤ ¤ Pazar, 01.12.2002 14h 39 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Sevgili Üzeyir Bey, Bugün sizin GURBET ÇİÇEKLERİ başlıklı öykünüzün bir benzeri Kanal 7 televizyonda canlandırılmış. Konu ve olayın benzer olması ile sizin sükse yapan öykünüzü bana anımsattı. Sizin böyle bir yayından haberiniz var mı? Sizin izninizle mi yayınlandı? Selam ve sevgilerimle.
Nazan ÇETİN ¤
¤ Sent: Tuesday, February 10, 2004 11:23 PM Konu: yayın izni... GURBET ÇİÇEKLERİ
Sayın Hocam,
"Gurbet Çiçekleri" öykünüz ve iliştirdiğiniz resim en katı yüreklerin bile canını acıtacak türden. "Gurbet Çiçekleri" öyküsünüzü ve resminizi Zonguldak'ta yayın yapan "Ulusal Güç" adlı dergimizde yayınlamak istiyoruz. Elbette ki izniniz olursa... Bundan çok mutluluk duyacağız. Başarılarınızın ve içtenliğinizin sürmesi dileğiyle... Alev Uzunbaş Taşlı
¤
¤ Le mardi 26 mars 2002 à 21h20 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Merhaba Üzeyir Bey Öncelikle göndermiş olduğunuz iyi dilekleriniz için size teşekkür ederim. Göndermiş olduğunuz öykü ve şiir çalışmalarını okudum. Son derece güzel ve düşündürücü. Aynı zaman da duygu yüklü. Çalışmalarınız da size başarılar diler ayrıca daha başka ödüller almanızı dilerim. Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle hoşça kalın.
Ayşe Sibel
¤ ¤ Le samedi 19 janvier 2002 à 15h09 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Merhaba Üzeyir Bey, Şu an ne haldeyim... anlatacak kelime bulamıyorum.. çocukları çok seviyorum... kusura bakmayın şuan başka bir şey yazamayacağım...
izler edebiyat
¤ ¤ Sent: Sunday, January 11, 2004 4:39 PM Konu: GURBET ÇIÇEKLERI
Sevgili Üzeyir Bey, Çok hüzünlü bir öykü! Teşekkür ederim... Yüreğinize sağlık
Candan Selman
¤ ¤ Le samedi 26 janvier 2002 à 19h20 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ
Sayın Üzeyir bey, Mescatweb'e göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkürler. Gönderdiğiniz öykü çok güzel, en kısa zamanda sitemize ekleyeceğim. Ayrıca sizin sitenizde ki öyküleri de
okumaya çalışıyorum. Mescat web kısa bir süre sonra tamamen yenilenecek. Yeni görünümü ile daha güzel bir site olacağını umuyorum. Lütfen sitemizi unutmayın. Listemize üye olmanız dileğiyle. Gurbete selamlar...
Mesut Çatalkaya mescatweb
¤
¤ Le vendredi 18 janvier 2002 à 12h00 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ HOCAM SABAH SABAH MAHVETTİN BIZI ÇOK DUYGUSAL AYNI ZAMANDA AİLE İÇİNDEKİ ŞİDDETİ BÖYLE ÖYKÜLEŞTİRMEN BRAVO SANA GERÇİ ELLERİ KANGREN OLMASADA HER GÜN YÜZLERCESİ TEKRARLANAN BU ŞİDDETİN SONU GELMESİ DİLEĞİYLE DOSTÇA KAL.
Tayfun ISILDAR
¤ ¤ jeudi 18 janvier 2002 à 01h34 Konu: GURBET ÇİÇEKLERİ Sevgili Üzeyir Bey, Şu anda saat gece 1:30 ve mailleri okuyordum.İnanın tüylerim diken diken oldu.... Çok da etkileyici bir dille anlatmışsınız. Evet ne yazık ki sıkıntıyı çeken çocuklar ve zavallı kadınlar çekiyor. Şayet 23 yıl çalışan ve bu arada iki evlat büyüten (annem oğlum 2 yaşındayken, kayınvalidemde kızım 2 oğlum 8 yaşındayken vefat ettikleri için ) kreşlerde ve eve çağırdım bakıcılarla büyüttüm... Çalışmasaydım Belki o zaman iş yeri stresi ve geçim zorluğundan dolayı stresi yorgunluğu bahane edip evdekilere hayatı zehredenleri belki haklı görebilirdim. Sevgisiz bir toplumuz ne yazık ki...Değil seviyorum demeyi sevmeği bile göstermeyi suç sanıyoruz. Size ufak bir anımı yazmak istiyorum. Bunu annesi çalıştığı için suçluluk duyduğunu düşünen babanın :o((( anne ağzından yazdığı bir yazıya cevaben yazmıştım.. Yani onda bile duygu sömürüsü yapmıştı. Bir tatlı öpücük  Ayşegül o zaman 3 yaşlarındaydı. Babaannesi vefat ettiği için artık kreşe gitmiyor. Ağabeyi ve kendisi için eve gelen bakıcı ile gününü geçiriyordu. Hayatında sabahlardan başka fazla değişen bir şey yoktu. Annesi akşam işten geldiği zaman öpüşüp koklaşmanın ardından üçü beraber mutfağa girerler. Annesi yemeği hazırlarken herkes gününü nasıl geçirdi onu anlatırdı. Anlatmaya ilk anne başlar sonra onlar devam ederlerdi. Sofrada ise en hoşlandıkları şey anneleri fıkra veya çocukluğunu anlatmağa başlar. Sonra Ayşegül ve ağabeyi bir şeyler anlatırdı.  Bu masa keyfi bayağı uzun sürer sıra atçılık oynamaya gelirdi. Ağabeyi ile sırayla at olan annenin sırtına binerler, daha sonra bu at doğruca onları yatak odalarına
götürürdü. Yatak kıyafetleri giyildikten sonra yatağa yatılır, yorganın arasından yumucuk ayaklar anneye uzatılır. Anne de bunları koklar gıdıklar sonra öpüşülerek iyi geceler dilenirdi. Anne odanın ışığını kapatırken her gece -Artık annenizin saati başlıyor minikolar. deyip içeri gitmesiyle gecenin kucağına girerlerdi.  Ayşegül eksikliğin ne olduğunu kendi çocuk beyniyle düşündü. Eksiklik neydi. Buldu. Yuvaya giderken annesi onu öperek uyandırır, giydirir ve kucağında servise götürürdü. Hâlbuki şimdi o uyandığında annesi çoktan işe gitmiş oluyordu.  Uykuya geçmeden önce annesine seslendi. -Anneciğim neden beni öpmeden gidiyorsun. Anne buna şaşırmıştı. Çünkü o meleklerinin yanağına öpücük kondurmadan asla çıkmazdı evden. Uyanmasınlar diye alınlarına bir öpücük kondurur öyle çıkardı evden. -Öptüm yavrum, neden sordun ki ? -Ama ben duymadım. Annenin aklına hemen bir şey geldi. -Sen kalkınca hiç aynaya bakıyor musun bebeğim. Ayşegül sessizce başını salladı hayır der gibi. -O zaman sabah uyanır uyanmaz Aynaya bak bebeğim. Sabah annesi hazırlanırken bu sefer makyajında koyu renk bir ruj seçti.ve rujun fazlasını silmeden doğruca çocuklarının odasına gitti.Alınlarına o her günkü öpücüğü koydu ve yavaşça odadan çıktı. Akşam eve döndüğünde Ayşegül daha farklı sarıldı annesine. Annesi onu öperken bir bütün gün yüzünü yıkamadığını sabahki dudak izinden anlamıştı. Şimdi Ayşegül 17 yaşında. Annesi de emekli oldu. Sabah erkenden kahvaltı etmeği sevmediği için annesinin hazırladığı sandviçi çantasına koyup o annesinin yatağına gidiyor . Anne çıkıyorum diyor.Annesi hemen kalkıp onu uğurlamak için kapıya gidiyor ve o sabah öpücüğünü bu sefer evden çıkan kızına koyuyor. Yani sevgili dostlarım. Özellikle çalışan anneler... Geçen gün gönderilen yazıdaki gibi kendini asla suçlu hissetmeyin. Çünkü yavrunuza vermek istediğiniz sevgi ve ilgiyi çalışsanız da çalışmasınız da vermek sizin elinizde... YETER Kİ VERMEYİ BİLELİM. Sevgiler
Gül Güneş ¤ ¤ 16.09.2007 14:50 Konu : GURBET ÇİÇEKLERİ Ne demek lazım; tek kelimeyle anlatmak gerekirse "müthiş.." Keşke bunun siyasi versiyonlarını bize yazsanız da müthiş keyif alarak yayınlasak.. Selam ve muhabbetler… Adnan öksüz
¤ ¤ 18.06.2005 2:34 PM
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents