Üzeyir Lokman ÇAYCI :  DAR KAPI
3 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : DAR KAPI

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
3 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

DAR KAPI Üzeyir Lokman ÇAYCI Günümüzde insanların elbiseleri, otomobilleri ve evleri,kendilerinden daha çok dikkatleri çekiyor. Paranın ve bilinmezliğin peşinde bir koşu var.Bu yarışta yorgun düşenler, uykusuz kalanlar, hastalananlar ve ölenler ise,hiç fark edilmiyor. Hayat dans partileri, eğlenceler veçılgınlıklarla doyuma ulaşamayan toplulukların yanı başından süratlegeçip gidiyor. Patrick (*) eşiyle böyle bir zamanda hayatlarına düşen gölgelerin;kıvrılan, değişime uğrayan ilişkilerin, göstermelik çizgilerin izindeydiler. Geçmişten beri kendilerini etkileyen bazı şeylerin varlığını hissediyorlar,fakat ne yazık kionların kaynaklarına inemiyorlardı. Bunu aşmak için kitaplar okuyorlar ve duygularında düğümlenen soruları cevaplandırmaya çalışıyorlardı. Son okudukları kitaplardan biride İncil’di. Anlamadıkları alanlarda gezinirken oradaki görüntüler onları tanrıtanımazlığa itiyordu. Bir arayış içerisindeher şeye katlanma kararlılığıylaiçindekileri çözmek için bulundukları yerden bir müddet de olsa uzaklaşmak istiyorlardı. Bu yüzdenyaşadıkları kent Paris’ten oto-stop yaparak yola koyuldular. Çileli bir yolculuktan sonra, kendilerine Hıristiyantasavvufunun cevap vermediğini düşündüren, hayranlık duydukları İstanbul’a geldiler. Oradan da zaman kaybetmeden Samsun’ahareket ettiler. Samsun onlar için kararlaştırdıkları yolculuğun ilk basamağıydı. Buradan Erzurum’a, oradan da İran üzerinden Hindistan’a gideceklerdi.

Informations

Publié par
Publié le 03 octobre 2016
Nombre de lectures 2
Langue Turkish
Poids de l'ouvrage 2 Mo

Extrait

DAR KAPI Üzeyir Lokman ÇAYCI Günümüzde insanların elbiseleri, otomobilleri ve evleri, kendilerinden daha çok dikkatleri çekiyor. Paranın ve bilinmezliğin peşinde bir koşu var. Bu yarışta yorgun düşenler, uykusuz kalanlar, hastalananlar ve ölenler ise, hiç fark edilmiyor. Hayat dans partileri, eğlenceler ve çılgınlıklarla doyuma ulaşamayan toplulukların yanı başından süratle geçip gidiyor. Patrick (*) eşiyle böyle bir zamanda hayatlarına düşen gölgelerin; kıvrılan, değişime uğrayan ilişkilerin, göstermelik çizgilerin izindeydiler. Geçmişten beri kendilerini etkileyen bazı şeylerin varlığını hissediyorlar, fakat ne yazık ki onların kaynaklarına inemiyorlardı. Bunu aşmak için kitaplar okuyorlar ve duygularında düğümlenen soruları cevaplandırmaya çalışıyorlardı. Son okudukları kitaplardan biri de İncil’di. Anlamadıkları alanlarda gezinirken oradaki görüntüler onları tanrıtanımazlığa itiyordu. Bir arayış içerisinde her şeye katlanma kararlılığıyla içindekileri çözmek için bulundukları yerden bir müddet de olsa uzaklaşmak istiyorlardı.
Bu yüzden yaşadıkları kent Paris’ten oto-stop yaparak yola koyuldular. Çileli bir yolculuktan sonra, kendilerine Hıristiyan tasavvufunun cevap vermediğini düşündüren, hayranlık duydukları İstanbul’a geldiler. Oradan da zaman kaybetmeden Samsun’a hareket ettiler.
Samsun onlar için kararlaştırdıkları yolculuğun ilk basamağıydı. Buradan Erzurum’a, oradan da İran üzerinden Hindistan’a gideceklerdi. Aradıklarına ulaşmak için Budizm’in havasını solumak istiyorlardı. Samsun’a geldikleri sırada Patrick ve eşinin tek gayesi Hazret-i İsa’nın makamındaki bir şahsı bulmaktı. İlk anda 50 TL aylıkla kiraladıkları bir eve yerleştiler. Yeni mahallede kaportacılar çarşısında buldukları bu ev ve çevresi iyi sayılmazdı. Ama onlar için hırsızlık yapanlarla, esrar kullananlarla, içki içenlerle yaşamak zor değildi. Patrick ve eşinin bir hippi olarak şehrin iç kısımlarında kabul görmeleri de mümkün değildi. Bulundukları çevrede kötü tanınan bu insanlar aslında çok iyi niyetli kişilerdi. Serbest ve hoşgörü sahibiydiler. Patrick o günlerde kirada kaldıkları evde bir rüya görmüştü. İri yarı, cüppeli ve sakallı bir şahsın kendisiyle konuştuğunu söyleyerek rüyasını anlatmaya koyuldu : - Bana bakıyordu bu şahıs. Ben onun yüzüne bakamıyordum. Karşısında kendimi suçlu hisseder gibiydim. Yüzü pırıl pırıldı... Adeta ışık gibi etkileyiciydi. Birden ağlamaya başladım. O bunları anlatırken gözyaşları içerisinde o anı tekrar yaşıyor gibiydi... - Bana iyice yaklaştı. “Sen gerçeği arıyorsun... Aradığın her şey burada! Küçük dar kapı Türkiye’de...” dedi. Bu rüya ile o gece yataktan fırladım. Eşime, gördüğüm rüyayı hiç önemsemeyerek anlattım. İkinci gün aynı rüyayı görmüştüm. Aynı şahıs aynı şekilde bana hitap etmişti. Biraz tuhaflaşmıştım. Bu “dar kapı” İncil’de geçen bir konu olduğu için, bu cüppeli kişi benimle, anlayacağım şekilde, kendi dinimde geçen ifade ile konuşuyordu. Zaten İslam kuralları dahilinde konuşmuş olsaydı, hiçbir şey anlamayacaktım.  Patrick kendisini etkileyen rüyalarını çevresindeki Türk arkadaşlarına anlatmadan önce eşiyle birlikte yorumlar yaptılar. Üçüncü günü akşam şuuraltında rüyalarını etkileyici olmaması için, farklı konularla meşgul olmaya çalıştı. Eşi, kocasının önceden hiç alışmadığı bu rüyalarına bir anlam veremiyordu. Gece yarısıydı. Kocasını yanında göremeyince yattığı yerde birden doğruldu. Oldukça endişelenmişti. Önce gözlerini oğuşturdu. Pencerelerden odalarına düşen siyah gölgeler arasında onu aradı. Sonra bir sandalye üzerinde oturmakta olduğunu gördü. Oturduğu yerden : - Patrick! sevgilim... Orada ne yapıyorsun? Yine uyuyamadın mı yoksa?
Patrick karanlıkta ilerleyerek kapı kenarındaki elektrik düğmesine dokundu. Aydınlanan oda içerisinde yüzünü göstermemek istercesine eşine yaklaştı. Ağlıyordu. Ve...” üçüncü kez aynı rüyayı gördüğünü ve aynı kişiyle görüştüğünü” ifade ettikten sonra şunları anlattı: - Ağlayarak uyandım! Rüyamdaki adam üç kez benim dünyama girdi. Adeta her gün onunla buluştum! Bana ısrarla söyledikleri, bizim arayışımıza bir cevap niteliğindeydi. Sevgilim nihayet “dar kapıyı” bulduk. “Dar kapı” Türkiye’de. Buradan farklı bir dünyaya gireceğiz, diyerek eşine sarıldı. Bu sırada hıçkırıklarını tutamıyordu... - Bunu yarın Türk arkadaşlara anlatmalıyız. Onlar belki bize yardımcı olurlar. Patrick, sabahleyin sarhoş arkadaşlarına olup bitenleri anlattı. Ve : - İslam’ı kabul etmek istiyoruz. Müslüman olmak istiyoruz... Bize yardımcı olabilir misiniz? Bunu duyan Türk arkadaşları : - Memnuniyetle yardımcı oluruz. Yeter ki siz isteyin... dediler. Ve ayakta duramayacak kadar sarhoşlardı. Bu durumlarıyla Patrick ve eşini müftülüğe götürdüler. Hepsi o bölgede yıllarca hippilerle yaptıkları dostluklardan
dolayı birkaç dil biliyorlardı. Müftü, onları kendi odasında kabul etti. Orada Patrick üç günlük rüya serüvenini Fransızca anlattı. Arkadaşları tercüme ederek aktardılar. Patrick ve eşi için sade bir İslam’a giriş töreni yapıldı. Oradan ayrıldıktan birkaç gün sonra arkadaşları aralarında para toplayarak Patrick’i sünnet ettirdiler. Gerek müftülük gerekse çevreden bu durumları işiten insanlar Patrick ve eşinin isteği üzerine onlara önce Türkçe’yi sonra da İslam’ı öğretmeye başladılar. Samsun garajlarının bulunduğu bölgedeki susuz ve elektriksiz evlerinde kaldıkları bir sırada en çok kendilerine yardımcı olanlar arasında “Katan” isimli otuz yaşlarında bir kaportacı, karayollarında çalışan Osman, Samsun Gazinosu’nda şarkıcılık yapan İsmet gibi kişiler de vardı. Patrick : - Bize yardımcı olan kişiler arasında Müslüman olmalarına rağmen oruçlarını şarapla açanlar dahi vardı. Yani İslam’ı iyi bilmediklerini biz, bir şeyler öğrendikten sonra anladık. İbrahim Beyaz isimli imam hatip lisesi öğrencisi bir genç bize çok yardımcı oldu. Önce şehrin içinde bir eve taşınmamızı sağladı. Sonra bize abdest almayı, namaz kılmayı ve Kuran okumayı öğretti. Oradaki arkadaşlarım bana Muhammet İsa ismini verdiler. On ay sonra da çocuğumuz doğdu. Ona da Yahya ismini verdik! Ve ekledi : “Bakın şimdi güzel Türkçe konuşuyoruz ve Kuran da okuyoruz! “ Bunları söylerken eşiyle beraber gözyaşlarını tutamıyorlardı. (*) (*) Bugün Paris Üniversitesi Türk ve Fas Edebiyatı Bölümü mezunu da olan Muhammet İsa, eşi ve çocuklarıyla Paris’te yaşamaktadır. Paris, 09 Ocak 1990
¤
http://www.turkpartner.de/Yazarlar/UCayci/DarKapi.htm
¤ https://twitter.com/silayguney https://www.facebook.com/uzeyirlokman.cayci https://sorican66.wordpress.com/
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents