Üzeyir Lokman ÇAYCI : BİZİM BAKKAL
2 pages
Turkish

Üzeyir Lokman ÇAYCI : BİZİM BAKKAL

-

Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres
2 pages
Turkish
Le téléchargement nécessite un accès à la bibliothèque YouScribe
Tout savoir sur nos offres

Description

BİZİM BAKKAL Üzeyir Lokman ÇAYCI Siyasi baskılar ve peşpeşine açılan büyük marketler nedenleriyle mahalle bakkalı kapanmıştı. Bir kaç kişi bir ay sonra bakkalın evine uğradılar. Bakkala «Müşterilerinicezalandırırcasına apar topar dükkanını neden kapattın?

Informations

Publié par
Publié le 23 octobre 2016
Nombre de lectures 9
Langue Turkish

Extrait

BİZİM BAKKAL
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Siyasi baskılar ve peşpeşine açılan büyük marketler nedenleriyle mahalle bakkalı kapanmıştı. Bir kaç kişi bir ay sonra bakkalın evine uğradılar. Bakkala «Müşterilerini cezalandırırcasına apar topar dükkanını neden kapattın? Çok üzüldük... Şu an bize veresiye verecek, sığınacak, bizimle sohbet edecek, yüzümüze gülümseyecek kimsemiz kalmadı. » diye dert yandılar. Bakkal : Bugünkü bana yaptığınız konuşmaları daha önceden yapmış olsaydınız ya da AKP’li yöneticiler bize karşı tavır koydukları zaman onlara tepki göstermiş olsaydınız, ben dükkanımı kapatmamış olacaktım. O sancılı günlerimde veya geceleri uyuyamadığın anlarda yanımda bir tek müşteri göremedim. O zamanlarda
kendi kendime : « Bak senin hiç dostun yokmuş... halbuki sen bir dağ gibi onlara dost idin? » dedim.
Bakkalın sitemi onlara oldukça dokunmuştu. Önce gizlice büyük bir birlik oluşturdular. Bir dükkan kiralayarak içini mallarla doldurdular. Ona : «Halil Amca… iktidar yanlısı gazeteler ve televizyonlar bizim beyinlerimizi yıkadılar. Biz iyiyi ve kötüyü ayırt edemez hale getirildik. Senin için bir dükkan kiraladık. İşte anahtarları… Senin ilgine, insan yüzüne, manevi varlığına ve tatlı sözlerine ihtiyacımız var. Kapitalizmin çarkları neredeyse bizi de imha edecekti. Geçmişimizden, bize ait unsurlardan koparılmak bize dindarlık olarak yutturulmak isteniyor. Bundan sonra değerli ordumuzun, bakkallarımızın, eczacılarımızın, öğretmenlerimizin ve işçilerimizin etkin bir şekilde yanlarında olacağız. » dediler. Sonra dükkanının anahtarını ona verdiler. Halil Efendi oldukça duygulanmıştı. Gözyaşlarını tutamadı. Artık güçlü bir birlik oluşturmuşlardı. Onlara : Benim oğlum Fransa’da çalışıyor. Oralarda büyük mağazaların özel günler hariç pazar günleri kapalı olduğunu öğrendim. Ayrıca büyük mağazaların Pazar günleri açmalarını önleyen bir uygulama var. Cumartesi günleri çalışanlara %50 artışla, eğer özel olarak pazar günleri çalışırlarsa %100 ücretlerine eklenerek ödeme yapılıyor. Pazar günleri büyük mağazalara açma izni verme girişiminde bulananlar halkı yolunacak tavuk ya da makine gibi görüyorlar. Haftada bir güne sığıştırılan, halkın dinlenme, banyo, sohbet, gezme, ziyaret ve ibadet gibi hakları pazar gününde de budanmak isteniyor! Bugün ülkemizde iş yerlerinde sigortasız, kayıtsız çalıştırılan milyonlarca insan var… İktidar sahipleri bunları görmezlikten gelerek, bize gerine gerine medeniyetten, çağdaşlıktan bahsediyorlar.
O civarda bu birlik karşısında bütün büyük marketler müşterisizlikten birer birer kapandı. Halil Amca halkla bütünleşmenin bir göstergesi olarak gül yüzüyle varlığını bölgede bakkal olarak sürdürdü.
Kayseri, 23.07.2010
¤
https://sorican66.wordpress.com/
  • Univers Univers
  • Ebooks Ebooks
  • Livres audio Livres audio
  • Presse Presse
  • Podcasts Podcasts
  • BD BD
  • Documents Documents